Varikosel tedavisi için embolizasyon yöntemi çok etkili bir çözümdür. Bu prosedür minimal invaziv bir yaklaşım olup hastalığın neden olduğu komplikasyonları ortadan kaldırır. Embolizasyon varikoselli damarların anormal kan akışını engelleyerek tedavi sağlar. İşlem sırasında bir kateter vasıtasıyla damarlara ulaşılıp özel embolik ajanlar ve mekanik damar tıkaçları damarlara ulaştırılır.
Bu ajanların türleri:
- Dokuya uyumlu paslanmaz sargılar ve tıkaçlar.
- Sıvı ajanlar (biyolojik damar yapıştırıcıları ve sıvı/köpük sklerozan ajanlar).
Damarlara yerleştirilen bu ajanlar kan akışını kesintiye uğratarak varikoseli etkin bir şekilde tedavi eder. Prosedür genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve hastalar için son derece konforlu bir deneyim sunar. Embolizasyon sonrası tedavi edilen bölgedeki damarlarda kan akışı durdurulur. Bu durum kateterin çıkarılmasından önce yapılacak bir görüntüleme işlemi ile doğrulanır.
Varikosel İçin Embolizasyonun Başarı Oranları Nedir?
Varikosel tedavisi için uygulanan embolizasyon yöntemi oldukça yüksek başarı oranlarına sahiptir. Deneyimli merkezlerde yapılan başarılı bir embolizasyon tedavisi şu an dünyadaki en etkili tedavi yöntemidir. Teknik olarak başarılı embolizasyonlarda varikosel tedavisinin başarısı yüzde 98 ile yüzde 100 arasında değişmektedir. Bu işlemde kullanılan iki ana malzeme mekanik tıkaçlar (koil ve venöz tıkaçlar) ve yapıştırıcıdır; her ikisi de oldukça etkilidir.
- Sarmal kullanılarak yapılan embolizasyonlarda teknik başarı oranı neredeyse yüzde 100’e ulaşırken,
- Yapıştırıcı kullanıldığında prosedürün anında başarı oranı biraz daha düşüktür.
Varikosel embolizasyonunda hem mekanik tıkaç hem de sıvı sklerozan yöntemlerin aynı anda kullanıldığı hibrit yöntem başarıyı garanti etmektedir.
İşlemden sonra klinik sonuçlar çok umut vericidir. Embolizasyonla varikosel tedavisinde nüks oranı çok çok düşüktür.
- Mekanik tıkaçla yapılan embolizasyon sonrası nüks oranı yaklaşık yüzde 6,2.
- Yapıştırıcı kullanıldığında ise bu oran yüzde 12 olarak belirlenmiştir.
- Hibrit yöntem olan mekanik ve yapıştırıcılarla nüks oranı yüzde 1-2 dir.
Uzun vadeli takipler genel başarı oranının yaklaşık yüzde 90 olduğunu göstermektedir ve hastaların yaklaşık yüzde 10’u işlemden yıllar sonra nüks yaşayabilmekle birlikte hibrit yöntemde bu oran çok daha düşüktür.
Geleneksel Varikosel Ameliyatına Karşı Embolizasyonun Faydaları Nelerdir?
Embolizasyon varikosel tedavisinde modern ve etkili bir yöntem olarak öne çıkar. Minimal invaziv bir işlem olan bu yöntem genellikle kasıktaki bir damardan girilerek gerçekleştirilir. Büyük kesikler gerektirmediği için enfeksiyon ve yara izi gibi komplikasyon riskleri önemli ölçüde azalır. Kesi yerinde fıtık gelişme riski yoktur. İyileşme süresi oldukça kısadır. Hastalar genelde bir içinde günlük aktivitelerine dönebilir. Böylece cerrahi müdahale sonrası uzun iyileşme süreçleriyle karşılaşma riski minimize edilir.
Lokal anestezi altında yapılan embolizasyon genel anesteziye bağlı riskleri de ortadan kaldırır. Bu hastalar için daha güvenli bir alternatif sunar.
Teknik başarısızlık ve nüks oranları embolizasyon teknikleri ve ekipmanındaki gelişmeler sayesinde çok düşüktür.
Hibrit yöntem varikosele neden olan ana damarı ve genişlemiş testiküler bölge varislerini etkili tıkayarak tekrarlama ihtimalini azaltır. Ayrıca embolizasyon sonrası daha az komplikasyon bildirilmektedir. Özellikle hidrosel oluşumu ve kalıcı ağrı gibi sorunlar cerrahi ligasyon yöntemine kıyasla daha az görülür. Çalışmalar embolizasyonun sperm parametrelerini ve gebelik oranlarını iyileştirme konusunda cerrahi müdahaleye eşit veya daha iyi sonuçlar sunduğunu gösterir.

Dr. Ali Yurtlak, 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş bir Girişimsel Radyoloji Uzmanıdır. Tıp eğitimini 1996 yılında Adana Çukurova Üniversitesi’nde tamamladı. Radyoloji alanındaki eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldı. Son yıllarda radyoloji alanında özel bir uzmanlık dalı olan Girişimsel Radyoloji’ye yönelerek anjiyografik işlemler gerçekleştirmektedir. Şu anda Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda İstanbul Medicine Hospital Hastanesi’nde Anjiyografi Sorumlusu olarak çalışmaktadır.