“Derin Plan Yüz Germe” yönteminin en büyük avantajlarından biri, cilt altı dokuların daha derin katmanlarına inerek yaşlanmayla sarkan dokuları yerinden kaldırmasıdır. Geleneksel yüz germe yöntemlerinde çoğunlukla cilt yüzeyinde germe işlemi yapılırken, derin plan tekniği sayesinde yüzün ana taşıyıcı yapıları olan kas ve fasya katmanlarına erişilir. Bu yaklaşım sarkan deri ya da yumuşak dokularda görülen deformasyonun yalnızca yüzeyde değil altyapıda da giderilmesine imkân tanır.
Cerrahi işlemin temelinde, yüzdeki önemli bağ dokularının kontrollü biçimde serbestleştirilmesi yatmaktadır. Bu sayede çene hattı ve yanaklar başta olmak üzere kritik bölgeler daha iyi konumlandırılır. Ayrıca derin plan tekniğinin en belirgin özelliği olan gerginliğin cilde değil yüzün taşıyıcı kas-fasya sistemine uygulanması, operasyon sonrasında “gerilmiş” bir görüntü yerine daha doğal bir görünüm sağlar.
“Yüz germe ameliyatlarında en önemli unsur, hastanın doğal yüz hatlarını koruyarak genç bir ifade yakalamaktır. Geleneksel yöntemlerde germe etkisi daha yüzeysel kalabiliyor ve zaman içinde istenilen kalıcılık sağlanamayabiliyor. Derin plan yüz germe ise kas ve bağ dokusuna müdahale ederek cildin üzerindeki baskıyı en aza indiriyor. Böylece hastalar uzun vadede daha kalıcı ve tatmin edici sonuçlara sahip oluyor,”
SMAS VE FASYA: BİLİNMESİ GEREKENLER
SMAS (Superficial Musculoaponeurotic System): Yüzdeki kas ve bağ dokusunu içeren tabakadır. Geleneksel yüz germe operasyonlarında bu tabaka kısmen gerilirken, derin plan yönteminde daha kapsamlı müdahale yapılır.
Fasya: Kasları, iç organları ve yumuşak dokuları çevreleyen bağ dokusu katmanıdır. Derin plan yüz germe sırasında fasya üzerine uygulanan germe, cilde binen yükü azaltır ve daha doğal bir sonuç elde edilmesini sağlar.
Yüzün Derin Dokuları: Cilt altında bulunan kas, yağ yastıkları ve bağ dokularını ifade eder. Yaşla birlikte gevşeyen bu katmanlara müdahale etmek, yüz hatlarının gençleşmesinde kritik öneme sahiptir.
KİMLER BU TEKNİKTEN YARARLANABİLİR?
Yeni yöntem yüz hatları üzerinde kapsamlı bir iyileşme yaratırken iyileşme sürecini de hızlandırır. Tansiyonun cilt yerine derin fasya katmanında tutulması, ameliyat sonrası dönemdeki şişlik ve morlukların daha kontrollü seyretmesini sağlar. Bunun yanı sıra fazla dokunun etkin biçimde yeniden konumlandırılması, özellikle çene çizgisinde belirgin bir toparlanma ve yüzün genelinde daha genç bir hacimlenme sunar.
Bazı hastalarda çene hattı (jawline) rejuvenasyonuna ek olarak boyun bölgesinde de toparlanma hedeflenebilmektedir. Derin plan yüz germe, sadece yaşlanmaya bağlı sarkmaları düzeltmekle kalmaz, aynı zamanda facial feminization surgery (FFS) gibi farklı amaçlar için de kullanılabilir. Bu çok yönlülük, tekniğin geniş bir hasta yelpazesinde tercih edilmesini sağlar.

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı olan Dr. Erman Ak, ilk ve orta öğrenimini Mersin’de, lise öğrenimini Mersin Fen Lisesi’nde tamamlamıştır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2014 yılında Tıp Doktoru olarak mezun oldu. 2014 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. İstanbul’un sayılı çene cerrahisi merkezlerinden biri olan hastanede birçok başarılı dudak damak yarığı, doğumsal anomaliler ve çene cerrahisi operasyonları gerçekleştirdi. Bu zorlu ve yorucu ameliyatlar, Dr. Erman Ak’ın yüz cerrahisinde kendi konseptini oluşturmasına faydalı oldu.