Burun ameliyatı sonrası oluşan şişlik, yani ödem, vücudun doğal iyileşme sürecinin bir parçasıdır. Ancak bu durum kişinin günlük hayat konforunu azaltabilir ve ameliyatın sonuçlarının daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir. İyi haber şu ki ödemi azaltmanın birçok etkili yolu vardır. Hem basit uygulamalar hem de tıbbi öneriler sayesinde burun ameliyatının ardından daha rahat bir iyileşme süreci geçirmek mümkündür. Soğuk kompres, başı yüksekte tutma, doğru beslenme, bol sıvı tüketimi ve burnu koruyucu önlemler gibi yöntemler genellikle el ele vererek şişliği azaltır.
Burun Ameliyatı Sonrası Ödemin Yaygın Nedenleri Nelerdir?
Burun ameliyatlarında (rinoplasti ya da septoplasti gibi) amaç kimi zaman estetik görünümü iyileştirmek, kimi zaman da solunum yollarını düzeltmektir. Hangi nedenle yapılırsa yapılsın, ameliyat esnasında doku kesileri, dikişler ve bazen kemik ile kıkırdağa müdahale söz konusudur. Bu müdahaleler sonrasında ortaya çıkan ödemin birkaç temel nedeni vardır:
Vücudumuz, herhangi bir cerrahi işlem gördüğünde hemen bir “onarım ekibini” görevlendirir. Bu ekibin başında da iltihap hücreleri ve iyileştirici maddeler yer alır. Tıpkı bir ekibin tamirat yapmak için olay yerine koşması gibi, dokuya fazladan kan akışı sağlanır. Kan damarları genişler, bölgeye daha fazla sıvı ve hücre taşınır. Bu da gözle görülür bir şişliğe yol açar.
Burun ameliyatı sırasında cerrah, burun kemikleri ve kıkırdak doku üzerinde düzeltmeler yapar. Bu düzeltme işlemleri sırasında doku katmanları birbirinden ayrıldığında, vücudun savunma mekanizması devreye girer. Aradaki boşluklarda sıvı ve kan birikme eğilimi artar. Bu durum da ödemi daha belirgin hale getirir.
Her ameliyatta olduğu gibi, burun ameliyatında da yara iyileşmesi esnasında skar dokusu (yara dokusu) oluşmaya başlar. Skar dokusunu oluşturacak olan fibroblast denilen hücreler ve diğer iyileştirici maddeler, burunda birikerek bir süreliğine ödemi artırabilir. Özellikle burun içi gibi dar alanlarda, bu şişlik gözle rahatça fark edilir düzeye gelebilir.
Bazı burun ameliyatı tekniklerinde ameliyatın hemen ardından burnun içine tampon (nazal paket) yerleştirilir. Bu tamponlar kanamayı kontrol altına almak ve burun yapısını stabilize etmek için kullanılır. Tamponun yarattığı basınç, burunda dolaşımın ve lenfatik akışın kısmen engellenmesine yol açarak ödemin artmasına zemin hazırlar.
Burun, sinüs boşluklarıyla yakın temas halindedir. Ameliyat sırasında bu bölgelerin yapısı hafif de olsa etkilenebilir. Sinüs drenajı düzgün olmadığında, burunda sıvı birikimi ve basınç artışı olabilir. Bu da şişliği artıran etkenlerden biridir.
Nadiren de olsa, ameliyat sonrası enfeksiyon gelişebilir. Enfeksiyon durumu; kızarıklık, ısı artışı, ağrı ve bazen de kötü kokulu veya iltihaplı bir akıntı ile birlikte seyreder. Enfeksiyonun olduğu yerde vücut daha da fazla savunma hücresi toplayacağından, ödem de artış gösterebilir.
Yaş, cilt kalınlığı, dolaşım durumu ve beslenme alışkanlıkları gibi bireysel faktörler ameliyat sonrası ödemin şiddetini etkileyen diğer önemli hususlardır. Örneğin çok ince cilt dokusuna sahip bir kişide ödem daha çabuk fark edilebilirken, kalın ciltli bir kişide bu şişlik daha az gözle görülür olabilir ancak yine de altında yoğun bir doku tepkisi bulunabilir.
Soğuk Kompresler, Burun Ameliyatı Sonrası Ödemi Nasıl Azaltabilir?
Özellikle ameliyattan sonraki ilk 48 saat, soğuk kompreslerin en çok işe yaradığı dönemdir. Soğuk uygulamanın nasıl etkili olduğunu basit bir benzetmeyle anlatmak mümkündür: Tıpkı yangın çıkan bir yere itfaiyecilerin soğutucu köpük sıkması gibi, soğuk uygulama da dokuların “yangın”ına, yani şişme ve iltihaplanma süreçlerine karşı bir sakinleştirici görev görür.
Damar Büzülmesi (Vazokonstriksiyon) Etkisi
Soğuk kompres, uygulandığı bölgede kan damarlarını bir miktar büzüştürür. Kan damarları daralınca, o bölgeye giden kan miktarı azalır ve dokulara sızan sıvı miktarı da kontrol altına alınır. Böylece şişlik ve morluk gibi ameliyatın doğal ama rahatsız edici yan etkileri hafifler.
Hücresel Aktivitenin Yavaşlaması
Soğuk, hücrelerin metabolik aktivitelerini de belirli ölçüde yavaşlatır. Hücrelerin “vıcır vıcır” çalışması yerine bir nebze “dinlenir” hale gelmesi, iltihap ve ödemi tetikleyici maddelerin üretimini sınırlar. Ayrıca soğuk, sinir iletimini yavaşlattığı için ağrıyı hafifletme özelliği de gösterir.
Dolaylı Masaj Etkisi
Soğuk kompresler genellikle 10-20 dakikalık kısa seanslar halinde uygulanır. Bu uygulamalar arasında cilt yüzeyinin tekrar ısınması, kan dolaşımını bir dalgalanma gibi yeniden hızlandırır. Bu dalgalanma etkisi, lenfatik sistemin de devreye girerek fazla sıvıları uzaklaştırmasına yardımcı olur.
Uygulama Şekli
Burun bölgesine doğrudan buz koymak yerine soğuk kompresin genellikle elmacık kemiklerinin üzerine veya burun yanlarına uygulanması önerilir. Böylece ameliyat bölgesine gereksiz baskı yapılmamış olur. İnce bir bezle sarmalanmış buz torbaları veya hazır jel paketler kullanılabilir. Çok uzun süreli veya direkt cilt temasında donma tehlikesi bulunabileceğinden, kompres uygularken arada kısa molalar vermek her zaman daha güvenlidir.
Başınızı Yükseltmenin Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Azaltmada Önemi Nedir?
Başınızı yüksekte tutmak, yerçekiminden faydalanarak iyileşme sürecine destek olmanın basit ama etkili yollarından biridir. Bu tıpkı, su dolu bir şişeyi dik konumda bırakmak gibidir; nasıl ki bu şekilde suyun istenmeyen yerlere akması daha zorlaşırsa, başı yüksekte tutmak da fazla sıvının burnunuz etrafında toplanmasını engeller.
Ameliyat sonrasında genellikle yatarken birkaç yastık kullanmak veya sırtı dik konumda yatmak önerilir. Bu yükseklik, dokularda biriken sıvıların aşağı yönde uzaklaşmasını kolaylaştırır. Özellikle ilk hafta boyunca bu düzenlemeyi yapmak, şişliklerin inmesinde gözle görülür bir fark yaratabilir.
Vücudumuzda kan, kalpten yüksek basınçla pompalanır, ancak venöz dönüş ve lenfatik sıvıların geri dönüşü için yerçekimine de ihtiyaç duyulur. Başınızı çok düz bir şekilde tuttuğunuzda, özellikle yüz bölgesindeki kan ve lenf akımı yavaşlar. Bu da şişliğin artmasına zemin hazırlar. Baş yüksek konumdayken bu akım daha verimli olur, fazla sıvı birikimleri hızlıca uzaklaşır.
Ameliyattan sonraki ilk günlerde burnunuzda tampon veya bandaj olabilir. Bu durum zaten nefes almayı zorlaştırabilir. Başı yüksekte tutarak uyumak, burundan nefes almakta zorlananlar için de görece daha konforlu bir pozisyon sağlar. Böylece burun içerisindeki dolaşımın ve hava akışının desteklenmesiyle ödemin de bir nebze kontrol altına alınması mümkündür.
Hidrasyon, Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Azaltmada Ne Rol Oynar?
Su, vücudun en temel ihtiyaçlarından biridir ve ameliyat sonrasında da önemli bir iyileşme dostudur. Vücudunuzu iyi nemlendirdiğinizde, iyileşme sürecine destek verecek her türlü sistemi çalışır halde tutmuş olursunuz.
Ameliyat sonrasında dokularda yıkım ürünleri ve atık maddeler birikebilir. Bu atıkların hızlıca vücuttan uzaklaştırılması için böbreklerin, karaciğerin ve lenfatik sistemin iyi çalışması gerekir. Yeterli su tüketmek, bu organlara adeta “tam gaz” çalışma imkânı sunar. Suyun akışkanlığı sayesinde, fazla sıvılar ve atık maddeler daha kolay seyreltilir ve vücuttan atılır.
Cilt kuruduğunda, esnekliğini kaybeder. Ameliyat bölgesi de dahil olmak üzere, cildin esnekliği ne kadar iyi olursa iyileşme süreçleri de o kadar sağlıklı ilerler. Burun ameliyatında dikiş hatlarının veya kesi bölgelerinin gerilmesi, yeterli hidrasyon sağlandığında daha az sorunlu olabilir.
Tuz tüketimi ödemi artırma eğilimindedir. Bir yandan çok tuzlu gıdalardan uzak durmak, diğer yandan bol su içmek, vücudun sodyum dengesini düzenler. Fazla tuz alan bir kişi yeterince su içmezse, vücutta sıvı tutulumu artar ve burun çevresindeki şişlikler daha belirgin hale gelebilir.
Sadece ağızdan su içmek değil burun içi dokularını da nemli tutmak önemlidir. Nazal salin spreyleri veya serum fizyolojik solüsyonlar, iç bölgelerde kuruluğu engelleyerek kabuklanmayı ve enfeksiyon riskini düşürür. Nemli bir ortam sağlandığında, mukus ve biriken sıvı daha kolay dışarı atılır, ödemin şiddeti de dolaylı olarak azalır.
Doğal Takviyeler, Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Yönetiminde Ne Kadar Etkilidir?
Bazı bitkisel ve doğal kaynaklı takviyeler, vücudun iltihaplanma ve ödem süreçlerine destekleyici etkiler sunabilir. Ancak bu takviyeleri her zaman dikkatli ve doktor tavsiyesiyle kullanmak önemlidir.
Bromelain
Ananasın sap kısmından elde edilen bu enzim, iltihap azaltıcı özelliğiyle bilinir. Bazı çalışmalarda ameliyat öncesi ve sonrasında bromelain kullanımının, şişlik ve morluk seviyelerinde azalma sağladığı belirtilmiştir. Ancak aşırı kullanımda mide ve bağırsak hassasiyeti görülebileceğini unutmamak gerekir.
Arnica
Genellikle homeopatik veya bitkisel formlarda bulunur. Doku travmasına bağlı morluk ve şişliklerin azalmasında yardımcı olduğu yönünde deneyimler mevcuttur. Yine de herhangi bir kan sulandırıcı ilaç ile birlikte kullanımında veya cerrahi döneminde dikkatli olunmalıdır.
Vitamin K
Vücut için hayati önem taşıyan bu vitamin, kan pıhtılaşmasını düzenlemekle ünlüdür. Ameliyat sonrasında kanama riskini kontrol altına alarak ödemin artmasına sebep olabilecek hematoma gibi problemlerin önüne geçmeye katkıda bulunabilir. Yeşil yapraklı sebzelerden zengin bir beslenme ile de Vitamin K desteği alınabilir.
Diğer Bitkisel Ürünler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Zencefil, sarımsak gibi besinler de doğal antioksidan ve iltihap azaltıcı özelliklere sahip olsa da kan sulandırıcı etkileri nedeniyle cerrahi döneminde bazen istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden her doğal takviye her zaman “zararsız” anlamına gelmez. Mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.
Sağlıklı Bir Diyet, Burun Ameliyatı Sonrası Ödemi Azaltmaya Yardımcı Olabilir Mi?
Beslenme, ameliyat sonrasında vücudun toparlanması ve ödemle mücadele etmesi için en güçlü araçlardan biridir. Yanlış besin seçimleri, şişliğin artmasına ve iyileşmenin uzamasına yol açabilirken, doğru besinler ise tam tersine, bu süreçte büyük kolaylık sağlayabilir.
Renkli sebzeler (havuç, biber, kabak), meyveler (özellikle çilek, yaban mersini, kiraz), tam tahıllar ve kabuklu yemişler, vücudun serbest radikallerle savaşmasına yardımcı olan antioksidanlar içerir. Bu savaş, ameliyat yarasının hızla iyileşmesine ve şişliklerin kontrol altında tutulmasına destek verir.
Proteinler, yara iyileşmesi ve doku onarımı için vazgeçilmezdir. Tavuk, balık, yumurta, baklagiller ve az yağlı süt ürünleri gibi besinler, burun ameliyatından sonra vücudun ihtiyaç duyduğu amino asitleri sağlar. Protein eksikliği, yara iyileşmesinde gecikmeye ve uzamış ödem riskine yol açabilir.
Tuz, vücutta su tutulmasına neden olduğu için özellikle ameliyat sonrası dönemde şişliklerin artmasına katkıda bulunabilir. Bu nedenle tuz miktarını en azından ilk haftalar kısıtlamak, ödem kontrolünde oldukça faydalıdır. Şeker ise iltihap süreçlerini tetikleyebildiği gibi genel sağlığı da olumsuz etkiler. Aşırı şeker tüketimi kan şekerini hızla yükseltip düşürerek iyileşme enerjisini sekteye uğratabilir.
Sağlıklı bir diyet, yalnızca katı besinlerden değil sıvılardan da oluşmalıdır. Bol su içmenin yanı sıra meyve-sebze suları veya şekersiz komposto gibi besleyici sıvılar tüketmek, sıvı dengesini korur ve ödemin azalmasını destekler. Ancak meyve sularında da aşırı şeker yükü olabileceği için aşırıya kaçmamak önemlidir.
Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Artışını Önlemek İçin Hangi Önlemleri Almalısınız?
Ameliyat sonrası dönemde, ödemin büsbütün yok olması mümkün olmayabilir; sonuçta bu vücudun doğal bir tepkisidir. Ancak ödemin artmasını önleyerek iyileşme konforunu arttırmak ve daha çabuk toparlanmak mümkündür.
İlk birkaç hafta boyunca ağır egzersizler, eğilerek yapılan işler ya da hızlı tempolu yürüyüşler bile kan basıncını artırabilir. Kan basıncının yükselmesi, burundaki iyileşmekte olan bölgelere daha fazla sıvı hücum etmesine neden olarak ödemi çoğaltır. Kendinizi çok fazla yormadan, hafif yürüyüşler şeklinde hareket etmek en güvenli yaklaşımdır.
Kazara oluşabilecek en ufak bir çarpma dahi, henüz hassas olan dokuların tekrar travmaya uğramasına neden olabilir. Bu nedenle kalabalık ortamlarda dikkatli olmak, uyurken de burnu olası bir darbeden koruyacak şekilde pozisyon almak yararlıdır.
Bahçe işi yapmak veya yerleri silmek gibi etkinlikler sırasında sürekli öne doğru eğilmek, başınıza fazla kan akışı sağlayarak burun çevresindeki şişlikleri arttırabilir. Bu tür işlerden en azından ilk birkaç hafta kaçınmak veya daha kontrollü yapmak faydalıdır.
Çok sıcak banyo, sauna veya hamam benzeri yerler, damarların genişlemesine neden olur. Bu da dokulara ekstra sıvı doluşması demektir. Ek olarak sıcak ortamlarda terleme artışı yaşanır ve sıvı kaybı olabilir; bu da dolaylı olarak dehidrasyona neden olup vücudun iyileşme süreçlerini sekteye uğratır.
Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Genellikle Ne Kadar Süre Sürer?
Ameliyat sonrası şişlik, kişinin bünyesine, ameliyatın kapsamına ve uygulanan tekniklere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel bir zaman çizelgesi çizmek gerekirse:
İlk Hafta
Bu dönemde ödem en yüksek seviyesindedir. Özellikle göz çevresi ve elmacık kemiklerinde belirgin morluklar, hafif ila orta şiddette ağrıyla birlikte görülebilir. Bu süreçte tampon ya da atel kullanılıyorsa, bu da şişlik hissini artırabilir.
İki Hafta Sonra
Ödemin büyük bölümü, özellikle de dışarıdan bakıldığında göze çarpan kısmı bu süre zarfında önemli ölçüde azalır. Kişi sosyal yaşama dönmeye başlar. Ancak burun dokusunu ellediğinizde veya dikkatli baktığınızda bir miktar şişlik hâlâ hissedilebilir.
Birinci Aydan Üçüncü Aya Kadar
Bu süreçte burun şeklindeki düzelme daha net bir şekilde ortaya çıkar. Ödem, kademe kademe azalır ve burun hatları belirginleşir. Fakat burun ucunda ve bazı hassas bölgelerde inatçı şişlikler sürebilir.
Altıncı Aydan Bir Yıla Kadar
Burun ameliyatının nihai sonuçları bu zaman aralığında ortaya çıkar. Doku iyileşmesi tamamlandıkça, kalan ödem de yavaş yavaş yok olur. Özellikle burun ucu, diğer kısımlara göre daha geç inceldiği için bazen tam şeklin oturması bir yılı bulabilir.
Kişisel Farklılıklar
Bazı kişilerde, cilt tipi ve dolaşım yapısı gibi etkenler nedeniyle ödem hızlıca dağılırken, bazılarında ise süreç uzayabilir. Yaş, genel sağlık durumu ameliyatın büyüklüğü gibi etkenler de bu zaman çizelgesine etki eder.
Dinlenme, Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Azaltmada Ne Fayda Sağlar?
Dinlenmek, yaraların iyileşmesi ve ödemin kontrol altında tutulmasında oldukça önemlidir. Burada “dinlenme” yalnızca yatıp televizyon seyretmekten ibaret değildir; günlük yaşam temposunu bilinçli olarak yavaşlatmak, vücudun iyileşme mekanizmalarına ağırlık vermesi anlamına gelir.
Vücut, ameliyat sonrasındaki dönemde ekstra enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerji, hasarlı dokuların onarımı ve bağışıklık sistemi faaliyetleri için kullanılır. Kişi kendini fazla yorduğunda, enerji deposu bölünerek diğer faaliyetlere harcanır ve iyileşme süreci uzar.
Günlük hayatın koşturmacası ve iş stresi, vücutta kortizol hormonu salgısını yükseltir. Yüksek kortizol seviyeleri, enflamasyon süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Rahat bir istirahat ve düzenli uyku, kortizol seviyelerini normal aralığa çekmeye yardımcı olur, böylece ödemin de hafiflemesini sağlar.
Vücut en yoğun tamir ve yenilenme işlemlerini uyku esnasında gerçekleştirir. Özellikle derin uyku aşamalarında büyüme hormonu salgılanır; bu hormon, ameliyat bölgesindeki dokuların yenilenmesini hızlandırır. Uykusuzluk veya kötü uyku kalitesi ise bu mekanizmayı sekteye uğratır ve şişliklerin daha uzun sürmesine neden olabilir.
Burnunuzu Korumak, Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Azaltmaya Nasıl Yardımcı Olur?
Burnu korumak, ameliyat sonrası dönemde hem şekil bozukluklarının önlenmesinde hem de ödemin artmamasında büyük rol oynar. Ameliyatla yeniden şekillendirilen burun, ilk zamanlarda oldukça hassastır ve dikkatli muameleye ihtiyaç duyar.
Günlük hayatta en beklenmedik anlarda bile burna minik çarpmalar yaşanabilir. Örneğin çok kalabalık ortamlarda itiş-kakışa maruz kalmak veya uyurken yüzüstü yatmak gibi durumlar burnu baskılayabilir. Bu darbeler dokudaki iyileşmeyi geciktirir, kanamayı tetikleyebilir ve yeni bir travma noktası oluşturarak ödemi daha kötü hale getirebilir.
Ameliyatlı buruna doğrudan baskı yapabilecek gözlükler, maskeler veya başka aksesuarlar, ilk haftalarda kesinlikle dikkatlice kullanılmalıdır. Ağır çerçeveli gözlükler, burnun sırt kısmına batarak ödemin inmesini geciktirebilir. Mümkünse, belli bir süre lens tercih etmek ya da hafif çerçeveli gözlükleri kullanmak daha avantajlıdır.
Pek çok kişi, ameliyatlı bölgeyi sürekli yoklama ve kontrol etme ihtiyacı hisseder. Ancak ellerde mikrop bulunma ihtimali yüksektir ve burna fazla dokunmak, hijyen açısından riskli olabileceği gibi, gereksiz baskıyla ödemi de artırabilir. Zorunlu durumlarda ellerin iyice yıkanması ve nazikçe dokunulması önerilir.
Çok tozlu veya kirli ortamlarda bulunmak, burnun içini tahriş edebilir. Alerjenler, sigara dumanı, sert kokular veya diğer irritanlar da iç mukozayı tahriş ederek şişliklerin uzamasına neden olabilir. Bu dönemde burun içi dokularında hassasiyet çok yüksek olduğu için özenli davranmak yerinde olur.
Burun Ameliyatı Sonrası Ödem Azaltmada Yüz Egzersizleri Faydalı mıdır?
Yüz egzersizleri, özellikle ameliyat sonrasındaki dönemde bazı kas gruplarının aktif kalmasını ve lenf dolaşımının canlanmasını destekleyebilir. Ancak bu “her egzersiz iyidir” anlamına gelmez.
Lenf sistemi, doku aralarında biriken sıvıları toplar ve bunları dolaşıma geri kazandırır. Yüz kaslarını nazikçe çalıştıran egzersizler, lenf akımının hızlanmasına yardımcı olabilir. Örneğin dudakları büzme, yanakları hafifçe şişirip indirme gibi basit hareketler bu akışın canlanmasına destek verebilir.
Uzun süreli ağrı veya şişlik hissi, yüz kaslarında istemsiz bir gerginliğe neden olabilir. Yüz masajı ya da yumuşak egzersizler, bu kasları gevşeterek bölgedeki kan dolaşımını artırabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta, buruna baskı yapacak veya burnu esnetecek sert hareketlerden kaçınmaktır.
Her burun ameliyatının tekniği ve her hastanın iyileşme süreci farklıdır. Bazı kişiler için ameliyattan sonra hemen yüz egzersizlerine başlanması sakıncalı olabilirken, bazıları için hafif germe ve rahatlama hareketleri faydalı bulunabilir. En doğru zamanlamayı öğrenmek için ameliyatınızı gerçekleştiren uzmandan onay almak önemlidir.
Uzamış Ödemi Önlemek İçin Burun Ameliyatı Sonrası Yapmamanız Gerekenler Nelerdir?
Bazen ödem, beklenenden daha uzun sürebilir ya da inmek yerine daha belirgin hale gelebilir. Bu durumu önlemek için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır.
Ağır Egzersiz veya Ağırlık Kaldırma
Burun ameliyatından hemen sonra, kan basıncını aniden yükselten hareketler şiddetli ödemi tetikleyebilir. Özellikle ağırlık kaldırma, yoğun kardiyo ya da zıplama gibi hareketler, burun bölgesine ekstra kan dolmasına neden olabilir.
Burun Üfleme ve Şiddetli Hapşırma
İlk hafta boyunca burun üflemekten kaçınmak önemlidir. Sinüslerin ve burnun içindeki basıncın ani yükselmesi, dikiş bölgelerinde hasara, kanama riskine ve şişlik artışına yol açabilir. Hapşırırken ağzı açık tutmak, burna binen basıncı azaltmak açısından faydalı bir püf noktasıdır.
Aşırı Sıcak Duş veya Sauna
Yüksek ısı, damarlarda genişlemeye sebep olduğu için şişlikleri artırabilir. Kan damarları genişlediğinde, ameliyat bölgesine daha fazla kan akışı olur ve zaten hassas olan dokuların ödemi iyice artar. Özellikle ilk 2-3 hafta boyunca çok sıcak duş ve sauna gibi uygulamalardan kaçınmak önemlidir.
Alkol ve Sigara Kullanımı
Alkol, kan damarlarını genişletmenin yanı sıra vücudun su tutmasına da neden olur. Sigara ise oksijen dolaşımını olumsuz etkileyerek yara iyileşmesini geciktirir, iltihaplanmayı körükler. Her iki alışkanlık da ameliyat sonrası dönemde ödemin inmesini geciktirecek veya şiddetini artıracak etkilere sahiptir.
Kontrolsüz İlaç ve Bitkisel Ürün Kullanımı
Baş ağrısını kesmek için aşırı doz ağrı kesiciler almak veya bitkisel çaylarla ödemi kendi başına azaltmaya çalışmak riskli olabilir. Özellikle bazı bitkisel çayların kanı sulandırıcı etkileri, burun ameliyatı sonrasında kanama riskini yükseltebilir. Herhangi bir ürün kullanmadan önce mutlaka bir uzmana danışılması en güvenlisidir.
Kalıcı Ödem Durumunda Doktora Ne Zaman Başvurulmalıdır?
Çoğu zaman burun ameliyatı sonrasında ödem, zamanla ve uygun bakımla giderek azalır. Ancak nadir durumlarda, uzun süreli veya kalıcı gibi görünen şişlik sorun yaratabilir. Peki, hangi işaretlerde doktora başvurmak gerekir?
İyileşme sürecinin ilerlemesiyle ödemin de azalması beklenir. Fakat belirgin bir iyileşme dönemi sonrası aniden şişlik artışı, ciltte ısı artışı veya kızarıklık gözleniyorsa, bu bir enfeksiyon veya başka bir komplikasyonun habercisi olabilir. Böyle bir durumda vakit kaybetmeden değerlendirme yaptırmak gerekir.
Ameliyat bölgesinde hafif-orta dereceli ağrı veya sızlama beklenebilir. Ancak ödemle birlikte şiddetli ağrı ve tuhaf bir sertlik, özellikle de bastırdığınızda gitmeyen bir kitle hissediyorsanız, hematom (kan birikimi) veya skar dokusuyla ilgili sorunlar gündeme gelebilir.
Berrak ya da hafif kanlı akıntılar erken dönemde normal kabul edilir. Fakat sarı-yeşil renkte, kötü kokulu veya irin benzeri akıntı, enfeksiyon belirtisi olabilir. Enfeksiyon durumu da ödemin geçmemesine ve hatta kronikleşmesine neden olabilir.
Burun ameliyatında nihai sonuçların ortaya çıkması bazen bir yıla kadar uzayabilir. Yine de bir yılın sonunda bile gözle görülür bir şişlik, burun ucunun aşırı kalkık veya basık görünmesi, asimetri ve benzeri durumlar söz konusuysa, revizyon ihtiyacı gündeme gelebilir. Bu durumda doktora danışarak ek tedavi planları belirlemek yerinde olur.
Çok nadiren olsa da burun ameliyatı sonrasında göz çevresine veya sinüslere yansıyan sorunlar oluşabilir. Görmede bulanıklık, çift görme, şiddetli baş ağrısı ya da nefes alma güçlüğü gibi durumlar önemsenmeli ve mutlaka tıbbi değerlendirme yapılmalıdır.

1975 yılında Kırcaali’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Saint Michel Fransız Lisesi’nde tamamladı. 2001 yılında Kocaeli Üniversitesi’nde “Tıp Doktoru” unvanını aldı ve 2008 yılında “Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi” uzmanlık eğitimini tamamladı.