Cuma, Mart 14, 2025

Vertigo ve Meniere Hastalığı...

Vertigo ve Meniere hastalığı arasındaki farkı netleştirebilmek için öncelikle Vertigonun sadece bir belirti...

Taşıt Tutması (Hareket Hastalığı)...

Taşıt tutması, tıbbi literatürde hareket hastalığı olarak da bilinen ve seyahat sırasında mide...

Meniere Hastalığından İyileşenler Var...

Meniere hastalığıyla ilgili en sık merak edilen sorulardan biri şudur: "Bu hastalıktan tamamen...

Başarısız Burun Estetiği ve...

Başarısız bir burun estetiğiyle karşı karşıya kaldığınızda ilk akla gelen soru, "Şimdi ne...
Ana SayfaHastalıklarOdyolojiDizziness ve Vertigo...

Dizziness ve Vertigo Arasındaki Farklar Nelerdir?

Herkes hayatının bir noktasında  baş dönmesi  yaşamıştır.  Kimi zaman aniden ayağa kalktığımızda gözlerimiz kararıp hafifçe sendeleyebiliriz, kimi zaman da çevremiz dönüyormuş gibi garip bir hisle karşılaşabiliriz. İşte bu iki farklı hissin temelinde “Dizziness” ve “Vertigo” adını verdiğimiz, ancak birbirinden farklı mekanizmalara sahip iki ayrı durum yatar., Dizziness daha çok ” “hafiflik, sarhoşluk hissi” ya da ‘yer ayağının altından kayıyormuş’ hissi gibi geniş bir tanımı içerirken, Vertigo ise gerçek anlamda bir “etraf dönmesi, sallanması” olarak tanımlanır. Yani “Dizziness” pek çok nedeni olabilen genel bir hisse işaret ederken, “Vertigo” genellikle vestibüler sistemle ilgili spesifik sorunlardan kaynaklanır. Bu iki kavramı birbirine karıştırmamak önemlidir, çünkü tedavi yaklaşımları ve altta yatan nedenler birbirinden oldukça farklıdır.

Dizziness Nedir ve Vertigo’dan Nasıl Farklanır?

“Dizziness” kelimesi, Türkçe’de “baş dönmesi”, “dengesizlik”, “şaşalama” şeklinde çevrilebilir ancak bu çeviri her zaman hislerimizi tam olarak yansıtmayabilir. Çünkü Dizziness; bazen hafif bir sersemlik, bazen neredeyse bayılacakmış gibi bir his, kimi zaman da dengesiz yürüme ya da göz kararması şeklinde ortaya çıkabilir. Bu yüzden “Dizziness” genel olarak “kendini garip ve boşlukta hissetme” veya “başın hafifçe döndüğü, ama etrafın dönmediği” durumlar için kullanılır.

Buna karşılık “Vertigo”, sanki başınız veya çevreniz dönüyormuş gibi bir algı yaratan daha spesifik bir bozukluktur. Burada genellikle “dönme” ya da “salınma” şeklinde bir hareket hissi söz konusudur.  Parkta bir dönme dolaba bindiğinizi ve etrafın sürekli hareket ettiğini düşünün; işte bu his, Vertigo yaşayan bir kişinin deneyimine benzetilebilir. Vertigo, çoğu zaman iç kulaktaki vestibüler sistem adı verilen yapıda veya beyin sapı-beyincik gibi dengeyle ilgili bölgelerde ortaya çıkan sorunlara işaret eder.

Dizziness çoğu zaman basit nedenlere, örneğin susuz kalmaya veya aniden ayağa kalkmaya bağlı olabilir. Örneğin sabah yataktan hızla kalktığınızda birkaç saniyelik bir hafif baş dönmesi yaşarsınız; bu genellikle tansiyon düzenlenmesiyle ilgili geçici bir durumdur. Vertigo ise daha çok iç kulaktaki kristallerin (otolitlerin) yer değiştirmesi, iç kulakta sıvı basıncının artması (Meniere hastalığı gibi) ya da vestibüler sinirdeki iltihap (vestibüler nörit) gibi belirgin fiziksel sorunları işaret eder.

Dolayısıyla Dizziness, bir şemsiye kavram olarak birçok farklı sebebi barındıran, hafif veya şiddetli olabilen, ancak her zaman etrafı “dönüyor” gibi hissettirmeyen durumları kapsar. Vertigo ise neredeyse her zaman bir “hareket yanılsaması” veya “sallanma, dönme hissi” ile kendini belli eder. Tedavi için hekime başvurduğunuzda, doktorun ilk yapacağı şey, “dönme hissi var mı yok mu?” sorusunu netleştirmeye çalışmaktır. Çünkü Vertigo ile diğer baş dönmesi tiplerinin ayrımı, altta yatan nedeni ortaya çıkarmada kritik bir adımdır.

Dizziness’in Nedenleri Vertigo’dan Nasıl Farklıdır?

Dizziness dediğimizde karşımıza birçok neden çıkabilir. İç kulatan kaynaklanabileceği gibi başka nedenlerden de kaynaklanıyor olanbilir.  En yaygın faktörlerden bazıları arasında dehidrasyon, düşük tansiyon (özellikle ani ayağa kalktığımızda görülen ortostatik hipotansiyon), kansızlık (anemi), düşük kan şekeri (hipoglisemi) ve hatta anksiyete gibi psikolojik durumlar bulunur. Örneğin uzun süre yemek yemediğinizde kan şekeriniz düştüğünde hafif baş dönmesi, göz kararması veya enerjisizlik hissedebilirsiniz. Bu “dizziness” başlığı altına girer ancak her zaman doğrudan kulaktaki bir bozukluktan. kaynaklanmayabilir.

Başka bir yaygın örnek ise susuzluk (dehidrasyon) durumudur. Sıcak havalarda yeterince su içmezseniz ya da yoğun egzersiz sonrası aşırı terleme nedeniyle vücudunuz sıvı kaybederse, kan dolaşımınızdaki hacim azalır. Bu da beyninize giden kan miktarının hafifçe düşmesine yol açarak “dizziness” şeklinde bir his yaratabilir. Tıpkı bitkin düştüğünüzde gözlerinizin kararması veya kendinizi “uçar gibi” hissetmeniz gibi.

Buna ek olarak kalp ritim bozuklukları (aritmiler), kalp kapak hastalıkları veya damar tıkanıklıkları da beyine giden kan akışında azalmaya neden olup “dizziness” hissini tetikleyebilir. Yine görme problemleri, gözlük numarasının yanlış ayarlanması veya kulak-burun-boğaz ile ilgili hafif enfeksiyonlar da dengesizlik hissine yol açabilir. Psikolojik açıdan bakıldığında, panik atak veya yoğun kaygı dönemlerinde kişiler başlarının döndüğünü, sanki dünya üzerlerine çöküyormuş gibi bir hisse kapıldıklarını ifade edebilir. Bu tür durumlarda genellikle “etraf dönüyor” hissinden çok “bayılacakmış gibi olma” ya da “ayakların yere basmaması” hissi öne çıkar.

Vertigo’nun nedenleri ise çok daha spesifiktir. En yaygın sebeplerinden biri, BPPV (Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo) olarak adlandırılan ve iç kulakta bulunan küçük kristallerin (otokonya veya otolit) yerinden oynamasıdır. Başın belirli pozisyonlarına geçildiğinde bu kristaller yarım daire kanallarında hareket ederek beyne yanlış “dönme” sinyalleri gönderir. Bu da gerçek bir “dönme” hissi, yani Vertigo yaratır. Başka bir sık rastlanan neden, Meniere hastalığıdır; iç kulakta sıvı birikimi ve basınç artışı ile kendini gösterir ve genellikle kulakta çınlama (tinnitus) ve işitme kaybı da eşlik eder. Ayrıca vestibüler nörit veya labirentit gibi iltihabi durumlar vestibüler siniri veya iç kulak yapısını etkileyerek vertigo hissini tetikleyebilir.

Vertigo Yanlış Hareket Hissini Nasıl Oluşturur?

Vertigo, adeta bir “sanal gerçeklik gözlüğü” takıyormuşsunuz gibi, çevrenizde gerçek olmayan hareketler algılamanıza neden olabilir. Bunun temelinde, iç kulakta bulunan vestibüler sistem adı verilen karmaşık yapı vardır. Vestibüler sistem, beyne başın hangi yöne doğru döndüğünü veya eğildiğini bildirir. Semisirküler kanallar (yarım daire kanalları) ve otolit organları (utrikül ve sakkül) bu algıyı sürekli izler ve ayarlamaya çalışır.

Örneğin BPPV’de bulunması gerektiği yerden ayrılarak yer değiştiren küçük kalsiyum kristalleri (otolitler), kanalların içinde serbestçe dolaşır. Normalde bu kristaller otolit organları içinde, yerçekimini algılamaya yardım ederler ve başın pozisyon değişikliklerinde kontrollü şekilde hareket ederler. Ancak kanalların içine giren bir kristal, yanlış pozisyonda bulunduğunda, başınızı belirli bir açıya çevirdiğinizde sıvının akışını bozar. Beyin de bu bozuk akıştan dolayı “baş dönüyor” veya “vücudun dengesi bozuldu” şeklinde sinyal alır. İşte bu noktada aslında hareketsiz duruyor bile olsanız, çevrenizi veya kendinizi dönüyor gibi hissedersiniz.

Benzer şekilde vestibüler nörit (iç kulağın veya vestibüler sinirin iltihabı) ya da labirentit (iç kulağın tamamının iltihabı), sinir iletilerinin bozulmasına yol açar. Bu iltihabi süreçte sağlam olan kulak normal sinyaller gönderirken iltihaplı taraftaki kulak anormal veya zayıf sinyaller gönderebilir. Beyin, iki kulaktan gelen verileri karşılaştırdığında, bir çelişki fark eder ve bu çelişkiyi sanki dönüyormuşsunuz gibi yorumlar. Özellikle ani başlangıçlı ve şiddetli Vertigo ataklarında bulantı ve kusma sıklıkla eşlik eder; çünkü vücudunuz adeta tam bir “duyusal kaos” yaşar.

Vertigo’nun “yanlış hareket hissi” oluşturmasının bir başka boyutu da göz hareketleriyle ilgilidir. Beyin, vestibüler sistemden gelen bilgilerle göz kaslarını koordine eder; böylece siz kafanızı çevirirken görüntünün net kalması sağlanır. Ancak bu koordinasyon bozulduğunda nistagmus adı verilen istemsiz göz hareketleri ortaya çıkabilir. Bu göz titremesi, “dönme” hissini daha da belirgin hale getirir. Gördüğünüz gibi, Vertigo’daki sahte hareket hissi, vestibüler sistemin beyne hatalı veya uyumsuz sinyaller göndermesinden kaynaklanır.

Dizziness Işıklı Baş Dönmesi Hissi Olarak Tarif Edilebilir Mi?

Dizziness, pek çok kişinin “başım hafifledi”, “bulutların üzerinde yürüyorum” ya da “gözlerim kararıyor” şeklinde ifade ettiği geniş bir kavramdır. Kimileri bunu “ışıltılı” veya “parlak noktalar görme” gibi görsel rahatsızlıklarla da anlatabilir. Özellikle tansiyon düşmesi veya ani kan şekeri dalgalanmalarında, gözlerin önünde ışık patlamaları veya yıldızlar görme gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu duruma bazen “presenkop” hissi de eşlik eder. Yani tam bayılacak gibi olursunuz ama genellikle kısa sürede kendinize gelirsiniz.

Bu “ışıklı” veya “bulanık” his, gerçekte etrafta bir dönme olmadığını ancak beyin fonksiyonlarının kısmen yetersiz kan akışı veya geçici kimyasal değişimler nedeniyle etkilendiğini gösterir. Tıpkı elektrik akımı azaldığında aydınlatmanın kısmen titremesi gibi, beyin de yeterli oksijen veya glikoz alamadığında benzer “titremeler” yaşar. İşte o an kendinizi hafif baş dönmesi, göz kararması veya ışık çakmalarıyla karşı karşıya bulabilirsiniz.

Dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Bu tip “ışıklı baş dönmesi” genellikle kısa süreli ve geçicidir. Örneğin uzun süre aç kaldığınızda veya aşırı spor yaptığınızda ortaya çıkan hafif baş dönmesi, istirahat edip su içtiğinizde ve besin aldığınızda düzelir. Benzer şekilde anksiyete atakları sırasında aşırı nefes alıp vermeyle (hiperventilasyon) kandaki karbondioksit seviyesi düşer, bu da baş dönmesi ve karıncalanma hissi yaratabilir. Bu durum da “dizziness” olarak tanımlanabilir ve gerçek anlamda bir “dönme” mevcut değildir.

Vertigo ile Genel Dizziness Arasındaki Belirtiler Nasıl Farklanır?

Vertigo, çoğu zaman “spesifik bir hareket yanılsaması” ile kendini gösterir. Bu oturduğunuz yerde bile çevrenizin hızla dönüyormuş gibi hissedilmesi veya ayağa kalktığınız anda vücudunuzun yana doğru savruluyormuş gibi algılanmasıdır. Dolayısıyla bulantı, kusma, soğuk terleme gibi ek belirtilerin ortaya çıkması çok yaygındır. Ayrıca nistagmus (gözlerin istemsiz titremesi) vertigoya sıklıkla eşlik eder ve bu durum özellikle iç kulak kaynaklı (periferik) vertigoda belirgindir.

Dizziness ise daha geniş bir yelpazede seyreder. Mesela bir kalp rahatsızlığınız varsa, hareket esnasında kan basıncında yaşanan dalgalanmalar baş dönmesine, başta hafif bir boşluk hissine veya sanki ayaklarınızın yerden kesildiği hissine neden olabilir. Buna sıklıkla bulantı eşlik etmez ve gözlerde nistagmus görülmez. Günlük dilde “başım döndü ama etraf dönmüyor” diye özetlenebilecek bir durumdur.

Bir başka ayırt edici özellik ise tetikleyicilerin farklı olmasıdır. Vertigoda özellikle başın belirli pozisyonlara getirilmesi, örneğin yattığınız yatakta sağdan sola dönerken veya kafanızı yukarı kaldırdığınızda (yüksek raflardan bir şey almak gibi) aniden şiddetli atakların başlamasına neden olur. Dizziness ise genelde sistemik bir sebepten kaynaklandığından tetikleyici unsurlar daha çok susuzluk, açlık, yorgunluk veya stres olabilir.

Ayrıca kulak çınlaması (tinnitus), işitme kaybı gibi belirtiler özellikle Meniere hastalığı veya iç kulakla ilgili diğer rahatsızlıklarda vertigoya eşlik edebilir. Oysa basit bir tansiyon düşmesi veya kansızlığa bağlı baş dönmesinde kulak çınlaması sık görülen bir bulgu değildir. Kısacası Vertigo dendiğinde akla “dönme hissi, dengesizlik, bulantı-kusma ve bazen kulakla ilgili semptomlar” gelirken, Dizziness ise “daha belirsiz, bazen hafif, bazen şiddetli ama genellikle rotasyonel olmayan bir baş dönmesi” şeklinde tariflenir.

Vertigo Her Zaman Dengesizlik Bozukluklarıyla İlgili midir?

Denge bozuklukları genellikle Vertigo ile iç içe düşünülür; ancak her vertigo atağı mutlaka kalıcı ya da bariz bir dengesizliğe yol açmak zorunda değildir. Örneğin vestibüler migren yaşayan bireylerde, güçlü bir dengesizlik hali mevcuttur ancak ataklar genelde migrensel baş ağrılarıyla bağlantılı olarak geçici dönemlerde ortaya çıkar. Bu kişilerin normal zamanlarda ciddi bir dengesizlik sorunu olmayabilir.

Bunun yanı sıra merkezi sinir sistemi kaynaklı (örneğin beyin sapı veya beyincik sorunlarına bağlı) vertigoda, bazı hastalarda sadece görsel dalgalanma veya kısa süreli dengesizlik hissi yaşanır fakat kişinin günlük hayatını büyük ölçüde etkileyecek sürekli bir dengesizliği olmayabilir. Dolayısıyla “vertigo = mutlaka dengesizlik problemi” denklemi her zaman birebir tutmaz.

Öte yandan BPPV, Meniere hastalığı veya labirentit gibi periferik (iç kulak) kaynaklı vertigoda genelde ciddi bir dengesizlik dönemi yaşanabilir. Kişi ayağa kalktığında savruluyormuş gibi hisseder veya yürümekte güçlük çeker. Ancak bu ataklar bazı insanlarda gelip geçici olabilir. Kişi, atak sırasında çok zorlanırken, atak sonlandığında nispeten normal dengesini geri kazanabilir.

Denge, kulağın yanı sıra gözlerden ve kas-iskelet sisteminden gelen bilgi akışının beyinde doğru şekilde işlenmesiyle sağlanır. Görsel sistem, vücut pozisyonunun farkında olmayı sağlar, kas ve eklemlerdeki duyu reseptörleri ise mekanik dengeye destek olur. Vestibüler sistem bu bilginin önemli bir parçası olsa da tek belirleyici değildir. Bu nedenle bazen vertigo atakları yaşansa bile eğer görsel ve proprioseptif geri bildirimler yeterince iyi işliyorsa kişi uzun vadede belirgin bir dengesizlik hissetmeyebilir.

Doktorlar Dizziness ve Vertigo’yu Nasıl Ayırt Eder?

Bir hasta “başım dönüyor” şikâyetiyle geldiğinde, ilk adım semptomun detaylı bir tanımlamasıdır. Doktor genellikle şu soruları sorar: “Etraf mı dönüyor, yoksa sadece hafif bir boşluk hissi mi var?”; “Baş dönmesi ne zaman başladı, ne kadar sürüyor, hangi durumlarda artıyor?”; “Beraberinde kulak çınlaması, bulantı, kusma, terleme veya işitme kaybı var mı?” gibi. Bu sorular, Dizziness ve Vertigo ayrımının ilk basamağıdır.

Ardından, fizik muayene gelir. Bu amaçla bazı postural testler ve serebellar testler uygularlar. Ardından ise detaylı laboratuvar değerlendirmeler için odyolojiye hasta yönlendirilir. Bu doğrultuda işitme testleri (odyometri), vestibüler değerlendirmeler veya tansiyon ölçümleri (ayaktayken, otururken ve yatar pozisyondayken), kardiyolojik değerlendirmeler (EKG, ritim holteri vb.) veya laboratuvar testleri (kan sayımı, tiroit fonksiyon testleri, kan şekeri gibi) yapar. Çünkü Dizziness genellikle kalp-damar, metabolik veya psikolojik etkenlerle ilişkili olabilir. Eğer hasta düşük tansiyon, anemi veya diyabet gibi bir tabloya sahipse, “baş dönmesi” şikayetinin kaynağını buralarda aramak gerekir.

Beyin ya da iç kulak kaynaklı daha karmaşık durumları dışlamak veya doğrulamak adına Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) gibi ileri tetkikler de istenebilir. Örneğin merkezi sinir sistemiyle ilgili bir lezyon (beyincik veya beyin sapında tümör, inme veya plak gibi) vertigo benzeri tablolara yol açabilir. Bu nedenle doktorun, özellikle şiddetli, uzun süren veya nörolojik ek bulgular içeren bir tablo gördüğünde görüntüleme yöntemlerine başvurması yaygındır.

Vestibüler Sistem Vertigo’da Ne Rol Oynar?

Vestibüler sistem, kulağımızın içinde yer alan karmaşık bir “denge bilgisayarına” benzetilebilir. Semisirküler kanallar, utrikül ve sakkül gibi bölümler, başın hangi yönde ve ne kadar hızla hareket ettiğini algılar. Beyin sapındaki vestibüler çekirdekler (nükleuslar) ve devamında beyincik (serebellum) ile yakın iş birliği içinde çalışan bu yapı görsel ve kas-iskelet sisteminden gelen bilgilerle de koordinasyon içindedir.

Vertigo’nun kökeni çoğu zaman bu sistemdeki uyum bozukluğundan veya yanlış sinyal iletiminden kaynaklanır. BPPV’de kristaller yanlış kanala girip hareket ettiğinde, vestibüler sistem beyne “Sen dönüyorsun!” sinyali yollar. Oysa vücudunuz gerçekte sabit duruyor olabilir. Bu yanlış alarm, görsel sistem veya kas-iskelet sistemiyle uyuşmadığında beyin “off” pozisyona geçer ve ciddi bir çelişki yaşanır. Bu çelişki de Vertigo hissi, dengesizlik, bulantı-kusma gibi reaksiyonlarla sonuçlanır.

Meniere hastalığında, endolenf adı verilen iç kulak sıvısının basıncı artar ve normal akış-kanalları bozulur. Bu basınç değişimi vestibüler sistemin “Bende bir şeyler ters gidiyor” alarmı vermesine neden olur. Vestibüler nörit veya labirentit gibi iltihap durumlarında ise kulaktan beyne giden sinyaller bloklanır veya bozulur; bu da sağlam kulağın gönderdiği normal sinyallerle dengelenemez ve yine Vertigo oluşur.

Vestibüler sistemin beyinle etkileşim karmaşıktır. BU etkileşimlerden biri “Vestibulo-oküler refleks” (VOR) dediğimiz mekanizmadır. VOR sayesinde, başınızı sağa çevirirken gözleriniz otomatik olarak sola döner ve bakışınız sabitlenir. Vertigo ataklarında bu refleks bozulduğu için nistagmus (ritmik göz titremesi) ortaya çıkabilir. Kısacası Vertigo’daki “sahte dönme hissi”, büyük ölçüde vestibüler sistemin yanlış veya tutarsız verilerinden kaynaklanır.

Dolayısıyla birinin Vertigo’dan mustarip olmasının ardında genellikle vestibüler sistemdeki bir sorun vardır. İster periferik (iç kulak) ister merkezi (beyin sapı-beyincik) kaynaklı olsun, sistemin düzgün çalışmaması halinde beyin bedenin duruşuna ve hareketine dair doğru sinyal alamaz ve “dönme” hissini deneyimletir.

Dehidrasyon veya Diğer Durumlar Vertigosuz Dizziness’e Neden Olabilir mi?

Elbette. Dehidrasyon, yani vücudun susuz kalması, çok basit ama aynı zamanda oldukça sık rastlanan bir baş dönmesi nedenidir. Yeterli sıvı alınmadığında kan hacmi azalır ve bu durum özellikle beyin gibi çok hassas organların beslenmesini etkiler. Örneğin sıcak bir yaz gününde saatlerce su içmeden dolaştıysanız, başınızın hafifçe dönmesi ya da kısa süreli kararmalar yaşamanız normaldir. Bu durum tipik olarak “Vertigo” şeklinde değil “Dizziness” şeklinde tariflenir; yani sanki hafif sersemlik veya boşlukta yürüme hissi.

Benzer şekilde hipoglisemi (düşük kan şekeri) de Vertigo’dan farklı bir baş dönmesi hissine yol açabilir. Özellikle uzun süre aç kaldığınızda veya insülin kullanan diyabet hastalarında, kan şekeri belirli bir seviyenin altına düştüğünde “baş dönmesi”, “terleme”, “çarpıntı” gibi belirtiler gözlenir. Bu da genel bir “dizziness” hâlidir.

Ayrıca anksiyete ve panik ataklar sırasında hızlı nefes alıp vermek (hiperventilasyon), kandaki karbondioksit seviyesini düşürerek baş dönmesi ve karıncalanmaya neden olur. Bu da gerçek anlamda etrafın dönmesi değil daha çok “sersemlik” biçimindedir. Bazı insanlar bu durumda kendilerini “sis perdesi ardındaymış” gibi tarif ederler.

Kalp ve damar sağlığı da burada önemli bir rol oynar. Örneğin ortostatik hipotansiyon dediğimiz tabloya sahip insanlarda, oturur veya yatar pozisyondan hızla ayağa kalkıldığında ani tansiyon düşmesi olur. Beyine yeterli kan gitmediği o kısa sürede, “dizziness” hissi sık görülür. Yine belirli ilaçlar (örneğin yüksek tansiyon ilaçları, sakinleştiriciler, idrar söktürücüler) benzer mekanizmalarla baş dönmesine yol açabilir.

Vertigo/Dizziness Nöbetlerinin Yaygın Tetikleyicileri Nelerdir?

Vertigo atağı, bir anda kapınızı çalabilir ve sizi günlük yaşamınızın tam ortasında hazırlıksız yakalayabilir. Ancak bazı yaygın tetikleyiciler bu atakların ne zaman ve neden patlak verdiğine dair ipuçları verir.

  • Baş Pozisyon Değişikliği: BPPV (Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo) olan kişiler için en belirgin tetikleyici, başın belirli bir açıya getirildiği hareketlerdir. Yatakta dönerken veya yere eğilip kalkarken hızlı bir baş dönüşü kristallerin kanallar içinde hareketini tetikleyerek aniden Vertigo hissi yaratabilir.
  • Stres ve Yorgunluk: Özellikle vestibüler migren veya Meniere hastalığı gibi durumlarda, yoğun stres, uykusuzluk veya fiziksel yorgunluk dönemlerinde vertigo ataklarının sıklığı artabilir. Vücut direnci düştüğünde veya sinir sistemi aşırı uyarıldığında, vestibüler sistem buna daha duyarlı hâle gelebilir.
  • Yüksek Ses ve Ani Basınç Değişiklikleri: Meniere hastalığı olan bazı kişilerde yüksek sesli ortamlarda bulunmak, uçakla seyahat sırasında basınç değişimleri veya dalış gibi aktiviteler atak tetikleyebilir. Çünkü iç kulaktaki sıvı basıncı değişimi veya ani dalgalanma vestibüler dengeyi altüst edebilir.
  • Diyet Faktörleri: Aşırı tuz tüketimi Meniere hastalarında önemli bir tetikleyicidir. Çünkü tuz vücutta su tutulmasına sebep olarak iç kulak sıvısının dengesini bozabilir. Benzer şekilde kafein, alkol ve bazı vakalarda çikolata da vertigo ataklarını tetikleyen etkenler arasında sayılabilir.
  • Hormonal Değişiklikler: Migreni olan kadınlarda, adet döngüsü boyunca oluşan hormonal dalgalanmalar vestibüler sistemi de etkileyerek “vestibüler migren” ataklarını sıklaştırabilir.
  • Enfeksiyonlar ve İltihaplar: Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları bazen “vestibüler nörit” gelişimini tetikleyebilir. İltihaplanma sürecinde iç kulak siniri hasar görüp aniden vertigo atağına neden olabilir.
  • Baş veya Boyun Travmaları: Bir kaza ya da düşme sonucu başın sert bir şekilde sarsılması, BPPV’ye yol açan kristal yer değiştirmesine veya beyindeki denge merkezlerinin etkilenmesine neden olabilir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri Dizziness ve Vertigo’yu Nasıl Yönetebilir?

Dizziness veya Vertigo atakları, yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyebilir. Neyse ki günlük rutinde yapılacak bazı yaşam tarzı düzenlemeleri bu atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olur.

  • Düzenli Sıvı Alımı: Susuzluk, hem genel baş dönmesinin hem de vertigo ataklarının tetiklenmesinde önemli bir etkendir. Özellikle sıcak havalarda veya egzersiz sırasında terlemeyle kaybedilen sıvıyı yerine koymak, kan hacmini koruyarak baş dönmesi hissini azaltabilir.
  • Tuz Tüketiminin Azaltılması: Meniere hastalığı gibi iç kulak basıncının dengesizliğinden kaynaklanan vertigo durumlarında, tuz kısıtlaması genellikle temel tavsiyelerden biridir. Günde 2-2,5 gram tuzu aşmamak, vücutta gereksiz sıvı tutulmasını önler.
  • Kan Şekeri Dengesini Sağlamak: Öğün atlamak veya uzun süre aç kalmak hipoglisemiye ve buna bağlı baş dönmesine yol açabilir. Düzenli, dengeli beslenme ve ara öğünlerin ihmal edilmemesi kan şekeri düzeylerini stabil tutmaya yardımcı olur.
  • Düzenli Uyku Düzeni: Hem bedensel hem de zihinsel olarak yeterince dinlenmek, sinir sisteminin daha stabil çalışmasını sağlar. Uyku yoksunluğu, migren gibi ataklara eğilimi artırarak vertigo riskini yükseltebilir.
  • Stres Yönetimi: Stres, bedeni ve zihni yorduğunda ataklar daha sık ve şiddetli gelebilir. Yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri veya hobi edinme gibi rahatlama yöntemleriyle stres seviyesini düşürmek, vertigo ve dizziness ataklarını kontrol altına almada etkili olabilir.
  • Yavaş ve Kontrollü Hareket: Özellikle BPPV gibi pozisyonel vertigo rahatsızlıklarında, başınızı ani ve hızlı hareket ettirmek yerine yavaş ve dikkatli hareket etmek atak tetiklenmesini azaltabilir. Yataktan kalkarken veya ani dönüş yaparken birkaç saniye duraklayarak vücudun yeni konuma uyum sağlamasına izin vermek faydalıdır.
  • Düzenli Egzersiz ve Vestibüler Rehabilitasyon: Yürüyüş, hafif koşu, yüzme gibi kardiyovasküler egzersizler vücudun genel dengesini ve dayanıklılığını artırabilir. Ek olarak özellikle vertigo için tasarlanmış vestibüler rehabilitasyon egzersizleri, beynin dengesizlik sinyallerine adaptasyonunu hızlandırır. Göz ve baş hareketlerini senkronize etmeye yönelik bu egzersizler, vertigo ataklarının şiddetini azaltmada etkilidir.
  • Alkol ve Kafein Kısıtlaması: Alkol ve kafein, vücuttaki sıvı dengesini bozabilir veya sinir sistemini aşırı uyararak vertigoyu tetikleyebilir. Bu nedenle özellikle sık atak geçiren kişilerin bu maddeleri tüketimini sınırlaması önerilir.

Vertigo ve Dizziness İçin Hangi Tedaviler Mevcuttur?

Dizziness veya Vertigo tedavisi, öncelikle altta yatan nedenin doğru tespitine dayanır. Çünkü kulak kristallerinin yerinden oynaması sonucu oluşan BPPV ile tansiyon düşüklüğüne bağlı baş dönmesinin tedavisi elbette birbirinden farklıdır.

Diyet ve Yaşam Tarzı Düzenlemeleri: Birçok vakada, doktorlar önce tuz kısıtlaması, düzenli sıvı alımı, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi gibi temel önlemleri önerir. Özellikle Meniere hastalığı ve vestibüler migren gibi durumlarda bu adımlar semptomların hafiflemesine ciddi katkı sağlar.

İlaç Tedavileri:

  • Vestibüler Baskılayıcılar: Akut vertigo atağı sırasında semptomları hafifletmek için kullanılır.
  • Antiemetikler: Bulantı ve kusmayı azaltmak amacıyla reçete edilebilir.
  • Diüretikler: Meniere hastalığı için, vücuttaki sıvı dengesini düzenlemek üzere idrar söktürücüler kullanılabilir.
  • Anksiyolitikler veya Antidepresanlar: Eğer baş dönmesi anksiyete veya panik bozuklukla ilişkiliyse, bu tür ilaçlar da tedavi planına eklenebilir.

Bu ilaçlar Kulak Burun Boğaz veya Nöroloji hekimleri tarafından planlanır ve reçete edilebilir.

Vestibüler Rehabilitasyon:

  • (Kanalit Repozisyonu Manevraları): BPPV tanısı konan hastalarda, iç kulaktaki yerinden oynamış kristalleri doğru kanala yönlendirmek için belirli baş ve vücut pozisyonlamaları yapılır.
  • Vestibüler Egzersizler: Göz hareketi, baş çevirme ve denge çalışmalarını içeren özel bir egzersiz programı, beyinin yanlış sinyallere uyum sağlamasını ve dengeyi yeniden öğrenmesini kolaylaştırır.
  • Psikoterapi veya Danışmanlık: Baş dönmesinin nedeni anksiyete, depresyon veya travmatik stres ise, psikolojik destek ve terapi, semptom yönetiminde büyük fayda sağlar. Rahatlama teknikleri, bilişsel davranışçı terapi veya stresle başa çıkma becerileri, hafif-orta şiddetli baş dönmelerinde etkilidir.
  • Cerrahi Girişimler: Çok nadir ve dirençli vakalarda (örneğin Meniere hastalığında tekrarlayan ve tedaviye yanıt vermeyen vertigo krizleri gibi), iç kulak sıvısına yönelik dengeleyici operasyonlar veya vestibüler sinirin kesilmesi söz konusu olabilir. Ancak bu son çare olarak düşünülen bir yaklaşımdır.

Diğer Tamamlayıcı Yöntemler: Akupunktur veya boyun omurlarını hedef alan bazı manuel terapi teknikleri, bazı hastalarda yarar sağlayabilir. Yine de bu uygulamaların bilimsel kanıt düzeyi değişken olup, her hastada aynı etkiyi göstermeyebilir.

Dizziness ve Vertigo Arasındaki Farkı Anlamak Neden Önemlidir?

Dizziness ve Vertigo terimlerini birbirinin yerine kullanmak sık yapılan bir hata olsa da bu iki kavramın ayrımı tıbbi açıdan kritik öneme sahiptir. Çünkü temelinde çok farklı mekanizmalar yatar ve bu uygulanacak teşhis ve tedavi adımlarını doğrudan etkiler.

  • Doğru Tedavi Yaklaşımı: Dizziness büyük oranda sistemik veya dolaşımsal sorunlarla, Vertigo ise çoğunlukla vestibüler sistemle ilişkilidir. Eğer “dönme hissi” olmadan, daha çok “sersemlik” veya “bayılma hissi” tanımlıyorsanız, doktorunuz kalp, tansiyon, anemi, şeker hastalığı gibi genel sağlık problemlerine yönelerek tedavinizi düzenleyecektir. Ancak gerçek bir Vertigo atağı yaşıyorsanız, iç kulak, beyin sapı veya beyincik gibi denge merkezlerinin ayrıntılı değerlendirilmesi gerekir.
  • Ciddi Hastalıkları Kaçırmamak: Bazı inme (stroke) türleri veya beyin tümörleri, Vertigo benzeri belirtilerle ortaya çıkabilir. Eğer belirtilerinizi “sıradan bir baş dönmesi” olarak yorumlar ve doktora başvurmayı ertelerseniz, ciddi bir hastalığın tanısını geç koyma riskiyle karşılaşabilirsiniz. Aynı şekilde sürekli tekrarlayan “genel baş dönmesi” şikâyetiniz aslında altında yatan bir kalp ritim bozukluğunun sinyali olabilir.
  • Uygun Yaşam Tarzı ve Önlemler: Dizziness ve Vertigo’yu karıştırmamak, önleyici stratejileri de doğru uygulamayı kolaylaştırır. Örneğin başınızı aniden hareket ettirmekten kaçınmak veya tuzu azaltmak, daha çok Vertigo ataklarına özgü koruyucu önlemlerdir. Buna karşın yeterli su içmek, düzenli aralıklarla beslenmek veya psikolojik destek almak ise genel baş dönmesine daha fazla odaklanmıştır.
  • Güvenlik ve Gündelik Yaşam: Şiddetli Vertigo atakları olan bir kişi araç kullanırken, merdiven inip çıkarken veya yüksek bir yerde çalışırken ciddi risk altında olabilir. Dizziness da düşme riskini artırabilir, ancak çok daha farklı anlarda devreye girer. Örneğin ortostatik hipotansiyon yaşayan bir kişi, sabah yataktan hızla kalktığında göz kararması ile sendeleyebilir. Her iki durumda da alınacak güvenlik önlemleri (daha dikkatli hareket etmek, gerekirse destek almak) farklı odaklara sahiptir.
  • Hastanın Farkındalığı ve Ruhsal Destek: Dizziness veya Vertigo atakları sık tekrarlandığında, hastalarda kaygı, sosyal hayattan çekilme ve hatta depresyon riskini artırabilir. Bu iki durumu doğru tanımak, kişinin kendini gereksiz korkulardan uzak tutmasına ve semptomlarını doğru yorumlayıp hekime daha net bilgi vermesine yardımcı olur.

Yazarın Diğer İçerikleri

Vertigo ve Meniere Hastalığı Arasındaki Fark Nedir?

Vertigo ve Meniere hastalığı arasındaki farkı netleştirebilmek için öncelikle Vertigonun sadece bir belirti olduğu ve baş dönmesinin latince karşılığı olduğunu vurgulayarak başlamak gerekir.  Vertigo kişinin kendisinin veya etrafının dönüyormuş gibi hissettiği bir hareket ilizyonudur. Meniere ise Vertigo ile seyreden...

Taşıt Tutması (Hareket Hastalığı) Nedir?

Taşıt tutması, tıbbi literatürde hareket hastalığı olarak da bilinen ve seyahat sırasında mide bulantısı, baş dönmesi, kusma gibi semptomlarla kendini gösteren bir durumdur. En temel sebebi, vücuttaki denge ve hareket algısını yöneten sistemlerin birbiriyle uyumsuz sinyaller göndermesidir. Gözler, iç...

Meniere Hastalığından İyileşenler Var Mıdır?

Meniere hastalığıyla ilgili en sık merak edilen sorulardan biri şudur: "Bu hastalıktan tamamen iyileşmek mümkün müdür?" Meniere hastalığının kronik bir hastalık olduğu doğası kabul edilmelidir. Hastalığın düzeyine göre tedavi planları değişit. Ancak bu tedaviler her zaman her hasta için...